6 Ocak 2013 Pazar

Sarı




Günaydın Sarı, 
Bugün hava ne kadar güzel değil mi? 
Pırıl pırıl, mis gibi kokuyor masmavi gökyüzü.
Ve sapsarı güneş, tıpkı senin gibi!
Günlerdir yağmur yağdı. Evlerinde yalnızdı bir sürü insan.
İşten eve, evden işe, herkes bir telaş içindeydi.
Önünden kaç insan geçti kim bilir, hızlı adımlarla.
Kafalarında bin bir sorun.
Seni fark etmedi mi kimse?
Bugün fark ettim seni.
Dün yanından hızlıca geçen yeşil şapkalı bendim. 
Bende fark etmedim seni.
Önüme bakmadan yürüyordum işte.
Bugün selamlamaya.
Yağmurlu bir günde görüşmek üzere. 





3 Ocak 2013 Perşembe

Aşk






Önce yanına gelir, etrafında bir kaç tur atar Aşk. 
Onu fark ettiğinde diz çöker ve dokunursun. 
İkiniz için de gerekli olan güvendir. 
Parmağının ucunu uzatırsın, burnunu değdirir. 
Güven için ilk adım atılmıştır.
Bir tur daha atar Aşk, seni yoklar. 
Çekip gitmediysen hala güven sağlanmıştır.




Artık Aşk'ı kucaklaya bilirsin. 

12 Aralık 2012 Çarşamba

Denize aşık olan kedi




Tekirdağ limanında arkadaşımı beklerken kedi geldi yanıma. Bir süre birbirimizi sevdikten sonra masanın önüne yürüyüp uzunca denize baktı. Sanırım buralarda doğup büyüdü ve en sevdiği yemek balık.

9 Aralık 2012 Pazar

Börekçi'nin Uğurlu Kedisi


Ne zaman Börekçi'ye gidip çay içsem Uğurlu hep orada.
Börekçi hep dolu ve bereketli. O yüzden Börekçinin "uğurlu" kara kedisi ilan ettim onu.
Babam ve ben Rumelihisarüstü Börekçisini çok severiz. 
Yaz kış doludur ve özellikle yaz ayları bütün sokağı Börekçi'nin öğrencileri doldurur, sabahlara kadar çaylar içilir, sohbet edilir, gazeteler okunur, ders bile çalışılır o minik yerde... 
Üniversite'ye başladığımda oradaydı, şimdi mezunum Uğurlu hala orada ve hiç büyümedi. Minyon tipli simsiyah, kocaman yeşil yuvarlak gözlü, sokulgan bir kedi. Hemen hemen herkesin mutlaka bir kere kucağına oturup ceketinin içine sokmaya çalışmıştır kafasını... 

7 Aralık 2012 Cuma

Petek'te Akşamüstü Kedileri


Kedi ve köpek ilişkileri aslında tam olarak Tom ve Jerry'de ki gibi değilmiş. Bize küçükken yanlış öğretmişler. Birbirlerine entrikalar çevirip, kemik kavgası yapmıyorlar. Uslu uslu oturup güneşin doğuşunu, öğrencilerin eve gitme telaşını izliyorlar.









Yavru kediler bir sanat eseridir derler ya, gerçekten de öyle. 
Minik patiler, sürmeli kocaman gözler, şaşkın bakışlar, yeni çıkan tüğler, yüzüne oldukça büyük gelen bıyıklar... 



Bizimkiler


Güzeller güzeli Kaymak, aynı zamanda Puding'in oğlu.
Bu bızdıktan sonra Puding'i kısırlaştırdık, yani son çocuğu kendisi.
Hayatımda gördüğüm en sakar, en saf ve en obur kedi. 
Kulakları biraz ağır işittiği için miyavlarken sesini pek ayarlayamaz, sanırsın kesiyorlar, bir de bakmışsın uçuşan bir kelebek görmüştür, onunla oynarken miyavlıyor.




"Kediler dört ayak üzerine düşer" sözünü Kaymak tamamen çürütüyor. Yada bazı istisnalar var diyelim. Bu istisnalardan biri Kaymak. Daha önce resimdeki yattığı yerden gerinirken düştü ve zar zor kurtardık. Kalorifer üstünde uyumaya bayılır, ama uyurken kendini bir anda yerde bulur. 




Evin her yeri onlarındır, özellikle en sıcak ve en yumuşak yerleri. 



Kaymak aynı zamanda "Dayısının gülü". Samed nerde, o orda.
Nazı en çok ona geçer. 
Artık Merve'nin yanında, bizden ve annesinden ayrıldı ama eminim orada yeni arkadaşlar edinmiştir. 



Ve geldik Puding'e. 
Puding daha çok ağır başlı, sessiz ve sakin. Yemekle arası pek iyi değil, biraz nazlı o konuda.
Hayatı görmüş geçirmiş bir kedi diyebilirim. 
Bal sokakta hemen hemen herkes onu tanır. 
Üniversite hayatımı Puding ile paylaştım. Stresli sınav haftaları, ev arkadaşları krizleri, iş arama süreçleri, bir sürü misafir ve daha bir çok anımda Puding vardı yanımda. 
Düğünümde Puding'e gelinlik giydirip baş nedime yapacağım onu. 

5 Aralık 2012 Çarşamba

Taksim kedisi



 Tam bir Taksim kedisi, kalabalığa alışmış, gününü patates kızartması ve ekmek kalıntılarıyla geçiren ve insanları umursamayan. Arkasında yapılan eyleme de hiç bir anlam veremiyor.